24 Şubat 2020 Pazartesi

ZAMANIN MAYA'SI

Fotoğraf: Tarık Yurtgezer



Hint düşüncesine göre bu dünya, bu evren bir "Maya"dır. Yani bir yanılsamadır. Çünkü insan bu dünyaya baktığında gördükleri gerçek varlıklar değil sadece görüngülerdir. Bu düşünce Batı felsefesini yüzyıllarca meşgul etmiş olan fenomen - numen (idea) ikiliğinin temelidir. Görünenlerin bir Maya olmasının nedeni onların gelip geçici olmasıdır. Oysa kalıcı olan idealardır. Fakat biz onları göremeyiz. Göremememizin nedeni de saat, gün, ay ve yıl olarak ölçtüğümüz Zaman'dır. Çünkü, Zaman içinde var olan ve yok olan biçimlerin gerçekliğine inanırız. Maya, Brahma'dan türer, onu Vishnu yaratır, Shiva yok eder, sonra Vishnu tekrar yaratır ve yeni bir devir başlar. Evren sürekli yaratılıp yok edilir. Her seferinde evren devreder (devrilik fikri). Hint'te Zaman'ın bu çarkından kurtulmanın yollarından birisi de dünya nimetlerinden vazgeçerek çilekeş bir yaşam sürmektir.

Bu konuda Hint mitolojisinde anlatılan öyküler vardır. Mircea Eliade, İmgeler ve Simgeler kitabında şu miti aktarmaktadır:

Narada adında ünlü bir çilekeş, sayısız mahrumiyetlerinden ötürü Vishnu'nun lütfuna eriştikten sonra, Tanrı ona gözükmüş ve ona hangi arzusu olursa gerçekleşeceğini söylemiştir. Narada ona "mayanın büyüsel gücünü bana göster" demiştir. Vishnu kabul etmiş ve kendisini izlemesini işaret etmiştir. Az bir zaman sonra, ıssız ve sıcak bir yolda kendisini bulan ve susamış olan Vishnu ondan, bir kaç yüz metre ötede bulunan köye giderek kendine su getirmesini istemiştir. Narada hemen koşmuş, rastladığı ilk evin kapısını çalmışır. Ona kapıyı çok güzel bir kız açmış; çilekeş ona uzun uzun bakmış ve buraya neden geldiğini unutmuştur. Eve girmiş, kızın ebeveyni onu bir azize gösterilecek saygıyla karşılamıştır. Zaman geçmektedir. Narada sonunda kızla evlenmiş ve evliliğin zevkleri ile köylü hayatının güçlüklerini tatmıştır. Oniki yıl geçmiştir: Narada'nın artık üç çocuğu vardır ve kayınbabasının ölümünden sonra çiftliğin sahibi olmuştur. Fakat onikinci yılın sonunda tufan gibi yağmurlar bölgede taşkın ve sellere yol açmıştır. Sürüler bir gecede boğulmuş, ev çökmüştür. Bir eliyle karısını, diğer eliyle iki çocuğunu tutan, en küçük çocuğunu da sırtında taşıyan Narada, suların arasında güçlükle bir yol bulmuştur. Fakat yükü çok ağırdır. En küçük çocuk kayarak suya düşmüş, Narada diğer iki çocuğu bırakarak onu bulmaya çabalamıştır; ama artık çok geçtir, seller onu uzağa götürmüştür. O en küçüğünü ararken sular diğer iki çocuğu da yutmuş ve kısa bir süre sonra aynı şey karısının da başına gelmiştir. Narada da düşmüş, bilincini kaybetmiş, sel onu tıpkı bir tahta parçası gibi sürüklemiştir.Bir kayanın üzerine fırlatılmış olarak kendine geldiğinde, başına gelen feleketleri hatırlayarak hıçkırıklara boğulmuştur. Fakat birden tanıdık bir ses duymuştur: "çocuğum bana getireceğin su nerede? Seni yarım saatten fazladır bekliyorum!" Narada başını çevirmiş ve bakmıştır: Herşeyi tahrip eden sellerin yerinde, güneş altında parlayan ıssız tarlalar görmektedir. Tanrı ona "şimdi Maya'mın sırrını anladın mı?" diye sormuştur.
Narada tabii ki her şeyi anladığını iddia edemezdi, ama esas bir şeyi anlamıştı: Vishnu'nun kozmik Maya'sının Zaman boyunca açığa çıktığını artık biliyordu. 

5 Şubat 2020 Çarşamba

BOŞLUK


Fotoğraf: Tarık Yurtgezer



Otuz tane çubuk vardır bir araba tekerinde
Ortadaki göbekte buluşur hepsi de
Ama bak bomboştur göbeğin ortası
Ve bu sebeptendir onun işe yaraması
Boşluk bırakmalıdır ki kâseyi yoğuran
İçindeki boşluktur onu yararlı kılan
Kullanışlı kılar bir evi ve odayı
Duvardaki kapı ve pencere boşlukları
Yerine getirmek için işlevlerini
Yapıldıkları malzemeye muhtaçtır hepsi
Ama hiçlik olmasaydı içlerindeki
Bir işe yaramazdı hiç biri.

Lao-tzu, Tao Te Ching (M.Ö. 6. Yüzyıl)